-
1. مفهوم، مبانی و چارچوبهای حقوق ملت و آزادیهای مشروع در نظام جمهوری اسلامی ایران و مقایسه آن با سایر نظامهای حقوقی
-
2. سازکارها و الزامات تأمین و تضمین حقوق ملت و آزادیهای مشروع
-
3. دستاوردهای نظام جمهوری اسلامی ایران در زمینه حقوق ملت و آزادیهای مشروع
Bu oturumda konuşan Ahmed Sani Haris, İslam dininin mazlumlara ve dünyadaki ezilenlere yardım etmeye, zalimlerin ve müstekbirlerin baskılarına boyun eğmemeye vurgu yaptığını belirtti.
Konuşmasının devamında İmam Hamanei’yi İslam dünyasında direniş ekseninin en önemli ve temel destekçilerinden biri olarak nitelendiren Haris, bu değerli yaklaşımın İran İslam Devrimi’nin büyük kurucusu İmam Humeyni’den (r.a.) miras alındığını ifade etti.
Nijeryalı akademisyen, İran İslam Devrimi Lideri’nin direniş meselesine olan desteğinin düşünsel ve bilimsel olmak üzere iki ana eksende sınıflandırıldığını belirterek, Ayetullah Hamanei’nin konuşmalarında ve hitaplarında sürekli olarak direniş eksenini destekleme ve dünya mazlumlarını ve mustazaflarını savunma gerekliliğine vurgu yaptığını söyledi.
Ahmed Sani Haris şöyle devam etti: “Pratik ve saha boyutunda da İmam Hamanei; Lübnan, Filistin, Suriye, Irak, Yemen ve diğer ülkelerdeki direniş hareketlerine sahada destek vermiştir. Bu destekler arasında lojistik ve askeri yardımların sağlanması, tecrübelerin aktarılması ve eğitim programlarının düzenlenmesi gibi İran’ın direniş eksenine yönelik pratik ve saha destekleri yer almaktadır.”
Haris, “İran İslam Devrimi Lideri’nin direnişe verdiği destek, mezhebi ve fırkacı yaklaşımlardan uzak, sınır ötesi ve sürekli bir destektir. Öyle ki, kendileri dünyanın neresinde olursa olsun mustazaflara, mazlumlara ve ezilenlere destek verilmesinin gerekliliğini vurgulamaktadır.” dedi.
Bu Nijeryalı din adamı ve medrese hocası, konuşmasının başka bir bölümünde, küresel istikbarın İslam ülkeleri üzerinde hakimiyet kurma peşinde olduğunu belirterek şunları söyledi: “İmam Hamanei, konuşmalarında İslam ülkelerinin siyasi, ekonomik ve askeri bağımsızlığına büyük önem atfetmektedir.”
Ahmed Sani Haris, sözlerini şöyle sürdürdü: “İslam ve Müslümanların düşmanları, tüm güç ve iradeleriyle İslam ülkelerinin düşünce ve kültür alanlarını etkilemeye çalışmakta; gençler ve aileleri bu durumdan etkilenen kesimler olmaktadır. Bu nedenle, İmam Hamanei kültürel saldırı ve düşmanın yürüttüğü yumuşak savaşla mücadele konusuna özel vurgu yapmakta; dini ve milli kimliğin güçlendirilmesi ile küresel istikbara karşı teslim olmama kültür ve düşüncesinin yaygınlaştırılmasını önemsemektedir.”
Ahmed Haris Sani, direniş ekonomisi meselesinin İran İslam Devrimi Lideri tarafından önemle vurgulanan konulardan biri olduğunu belirterek şöyle dedi: “İmam Hamanei, İslam ülkelerinden üretim, iç kaynaklar ve yerel yeteneklerin desteklenmesi yoluyla bağımsızlıklarını korumalarını ve diğer ülkelere olan bağımlılıklarını azaltmalarını istemektedir.”
Sani, Ayetullah Hamanei’nin İslami yeni medeniyetin ihyasına özel bir önem verdiğini vurgulayarak şunları söyledi: “İmam Hamanei, bu medeniyetin yeniden inşasının tevhid, insan onuru ve sosyal adalet temellerine dayanması gerektiğini ifade etmektedir.”
Halkı İslam toplumlarının temel unsurlarından biri olarak değerlendiren Ahmed Haris Sani, Müslümanların bilinçlendirilmesi ve dini ile milli kimliklerinin korunmasının, İmam Hamanei’nin üzerinde durduğu meselelerden olduğunu belirterek, bu hedefin gerçekleştirilmesi için eğitim, kültürel programlar, radyo ve televizyon yayınları, dijital ortamlar ve sosyal medya gibi araçların önemine dikkat çekti.
Konuşmanın başka bir bölümünde İmam Hamanei’nin siyasi aklının insani, ahlaki ve İslami ilkelere dayandığını vurgulayan Sani, şöyle dedi: “Ayetullah Hamanei siyasi kararlarını daima ahlaki ve insani öğretilerle ilişkilendirir ve ülkelerle olan ilişkilerde akılcı ve ilkesel bir yaklaşımı esas alırlar.”
Bu Nijeryalı üniversite hocası, bazı İslami ve Arap ülkelerinin uluslararası ilişkilerde ve bölgesel krizlerle ilgili tutumlarında ekonomik çıkarlarını insani ve ahlaki ilkelere tercih etmelerinden duyduğu üzüntüyü dile getirerek, “Bu durumun en bariz örneği, söz konusu ülkelerin Filistin meselesi ve Gazze kriziyle olan ilişkileridir. Zira bu ülkeler, ABD ve Batı’nın ekonomik yaptırımlarından korktukları için, Siyonist rejimin işlediği cinayetleri sözlü olarak kınama cesaretini bile gösterememektedirler. Bu tutum ise Kur’anî ve İslamî mantıkla çelişmektedir.” değerlendirmesinde bulundu.
Sani, Siyonist rejimin insanlık dışı cinayetlerinin özgürlük yanlısı insanların vicdanını harekete geçirdiğini belirterek şöyle dedi: “Aksa Tufanı meselesinde gördük ki, Batı toplumlarındaki özgürlük yanlıları İsrail’in işlediği cinayetleri kınadılar.”
Ahmed Haris Sani, İslam toplumlarının direniş eksenini desteklemesi gerektiğini vurgulayarak, “İnsan, sahip olduğu doğal ve sağlıklı fıtrat gereği, insani ve ahlaki değerlerin korunmasına ve gözetilmesine önem verir. Nitekim Arap ve İslam ülkelerindeki kamuoyunun, yöneticilerinin tutum ve davranışlarının aksine, Filistin’deki İsrail cinayetlerini sürekli olarak eleştirdiğine tanıklık ediyoruz.” ifadelerini kullandı.
Ahmed Sani Haris, İmam Hamanei’nin direniş konusundaki düşüncelerinin incelenmesi ve araştırılmasının gerekliliğine vurgu yaparak şöyle dedi: “Ayetullah Hamanei, bilinçli, basiret sahibi, hikmetli ve ileri görüşlü bir insandır; dostu ve düşmanı çok iyi tanır.”
Haris, İslam Devrimi Lideri’nin insanlığı, ahlakı ve davranışlarını İmam Ali’nin (a.s) yaşam tarzının bir yansıması olarak değerlendirerek şunları söyledi: “İmam Hamanei, adaletin, merhametin, şefkatin ve mazlumlar ile mustazafların savunulmasının sembolüdür ve sahip olduğu her şeyi hakikatin, adaletin ve İslam’ın hizmetine adamıştır.”
Ayetullah Hamanei’nin Nijerya’da yüksek bir konuma sahip olduğunu belirten Ahmed Sani Haris, “Siyonist rejimin İran’a yönelik 12 günlük saldırısından ve İran İslam Cumhuriyeti’nin bu gasıp rejime karşı direnişinden sonra, İran ve İmam Hamanei’nin Nijerya’daki itibarı ve halk nezdindeki sevgisi iki katına çıkmıştır.” diye konuştu.
“Ayetullah Hamanei’nin Düşünce Sisteminde Milletin Hakları ve Meşru Özgürlükler” başlıklı uluslararası konferans, bu yıl Aralık ayında Anayasayı Koruma Konseyi Araştırma Merkezi’nin katkılarıyla düzenlenecektir.