-
1. مفهوم، مبانی و چارچوبهای حقوق ملت و آزادیهای مشروع در نظام جمهوری اسلامی ایران و مقایسه آن با سایر نظامهای حقوقی
-
2. سازکارها و الزامات تأمین و تضمین حقوق ملت و آزادیهای مشروع
-
3. دستاوردهای نظام جمهوری اسلامی ایران در زمینه حقوق ملت و آزادیهای مشروع
Röportajın tam metni:
İran İslam Devrimi Lideri Ayetullah Hamanei’nin, farklı İslami mezheplerin mensuplarına ve dini azınlıklara yönelik haklara saygı konusundaki görüşünü nasıl değerlendiriyorsunuz?
İmam Hamanei, İran halkına hizmette toplumun farklı kesimleri arasında ayrım gözetmeksizin hareket edilmesi gerektiğini her zaman vurgulamıştır. Öyle ki, İran’daki tüm topluluklar ve azınlıklar dini ibadetlerini özgürce ve herhangi bir engelle karşılaşmadan yerine getirmektedir. Oysa bazı Arap ve İslam ülkelerinde azınlıklara karşı sert ve kısıtlayıcı uygulamalara tanık olmaktayız.
Ayetullah Hamanei, hikmeti ve aziz ceddi olan Resulullah (s.a.v) yoluna bağlılığı sayesinde, dini azınlıkları savunma sloganı altında İran’a karşı yürütülen birçok komployu şimdiye dek etkisiz hale getirmiştir. Kendisi, her aklıselim Müslümana İran’ın diğer mezheplere ayrımcı bir bakış açısıyla yaklaşmadığını ispatlamıştır. Şii, Sünni, Sufi, Yahudi ve diğer azınlıklar İran’da özgürlük içinde yaşamaktadır. Ayrıca Ayetullah Hamanei, İran İslam Cumhuriyeti’nin Sünnilere baskı uyguladığı yönündeki suçlamalara rağmen, Sünni olan Filistin halkını kararlılıkla savunduğunu göstererek, bu tutumu nedeniyle ABD ve Batılı ülkelerin baskı ve yaptırımlarına maruz kaldığını açıkça ortaya koymuştur.
İmam Hamanei’nin milletin haklarını güvence altına alma ve bireysel ile toplumsal özgürlükleri destekleme konusundaki rolü hakkında ne düşünüyorsunuz?
İslam Devrimi Lideri Ayetullah Hamanei, bireysel ve toplumsal hakların ve özgürlüklerin pekiştirilmesinde belirgin bir rol üstlenmiştir. İran’ın çeşitli alanlardaki ilerlemesi, hikmetli liderliğin açık bir göstergesidir; öyle ki bu liderlik, tüm gücüyle yaratıcılığını ortaya koyan bir nesil yetiştirmiştir ve İran bazı alanlarda Avrupa ülkelerinin önüne geçmiştir.
Ayrıca İmam Hamanei, akıllıca yürüttüğü politikalar sayesinde Amerika ve Batı’nın plan ve komplolarıyla mücadele etmeyi başarmıştır. Batı’nın İran’a uyguladığı ekonomik yaptırımlar, İran İslam Cumhuriyeti’ni gençler için istihdam olanakları yaratmaktan ve işsizlikle mücadele etmekten alıkoymamıştır. İran halkının, liderlerinin yanında durarak siyonist rejimin İran’a karşı başlattığı ve “12 Günlük Savaş” olarak bilinen çatışmada gösterdiği direniş, İran milletinin tüm mezhep ve etnik gruplarıyla birlikte liderine olan derin bağlılığını açıkça ortaya koymuştur.
İran İslam Devrimi Lideri Ayetullah Hamanei’nin İran’ın genel politikalarının - özellikle dış politika - düzenlenmesi ve yönlendirilmesindeki tutumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Batılı toplumların çeşitli baskılarına ve İran’a uygulanan ekonomik yaptırımlara rağmen, İran İslam Cumhuriyeti’nin politikaları küresel düzeyde konumunu sağlamlaştırmayı başarmıştır. Batı, önce İran devletine karşı iç muhalefet oluşturma üzerine hesap yaptı, ardından ekonomik yaptırımlarla sonuç almayı hedefledi ama başarılı olamadı. Son olarak İran’a karşı savaş seçeneğine yöneldi, fakat bu girişiminde de hedeflerine ulaşamadı. İran’ın akılcı liderliği sayesinde, Amerika ve Batı, özellikle nükleer dosya konusunda, İran halkına kendi şartlarını dayatmakta başarısız kaldılar.
Amerika, yanlış ve dar görüşlü bir yaklaşımla, düşman saldırısı durumunda İran halkının İslam Cumhuriyeti’ne karşı ayaklanacağını ve bir darbe fırsatının doğacağını sanıyordu; tıpkı birçok ülkede yaşandığı gibi. Ancak İran halkı liderine sadıktır ve Amerika ile Batı, “12 Günlük Savaş”ın ardından, İran halkının tüm siyasi akımlar, etnik gruplar ve mezheplerle birlikte liderinden ayrılmadığını açıkça görmüştür.
Ayetullah Hamanei’nin mazlum Filistin halkı ve dünya mazlumlarını savunmadaki yaklaşımı hakkında ne düşünüyorsunuz?
İran İslam Cumhuriyeti’nin kuruluşundan bu yana, İran bir an olsun ilkelerinden sapmamıştır. İmam Humeyni (r.a), mazlumları savunmayı bir görev olarak görüyordu ve Ayetullah Hamanei de bir konuşmasında şöyle buyurmuştur: “Bu devrim, mazlumlara ve mustazaflara olan inancı nedeniyle her zaman zalimlerle ve müstekbirlerle mücadele halindedir.”
Dolayısıyla, Ayetullah Hamanei’nin mazlumları ve mustazafları destekleme yönündeki tutumu geçici bir duruş değil, bilakis İran İslam Cumhuriyeti’nin temel siyaset ilkelerinden biridir. İran, mazlum Filistin halkının yanında duran tek ülkedir ve bu duruşu nedeniyle küresel ekonomik yaptırımlara maruz kalmış ve hâlâ da kalmaktadır. Aynı şekilde, İran İslam Cumhuriyeti’nin bazı üst düzey komutanları ve yetkilileri suikasta uğramış, düşmanlar ise İran’a karşı yine de çeşitli komplolar ve zorluklar üretmeye devam etmektedir.
İran İslam Devrimi Lideri Ayetullah Hamanei’nin ifade özgürlüğü, medya ve toplumda sosyal adaletin sağlanması konusundaki görüşlerini açıklar mısınız?
İmam Hamanei’nin ifade özgürlüğüne dair anlayışı, Kur’an-ı Kerim’in öğretileri ve Ehlibeyt’in (a.s) derin öğretilerinden kaynaklanmaktadır. Kendisi, insanın özgürlük hakkına - İslam dininin açıkça vurguladığı gibi - güçlü bir şekilde inanmakta, ancak bu özgürlüğün Batı’nın dayattığı biçimde değil, İslam’ın belirlediği çerçevede olması gerektiğini savunmaktadır.
İslam, insan haklarının en büyük savunucusudur ve İmam Hamanei’nin insan haklarına dair yaklaşımı, Batı’nın bu kavramları kendi çıkarları doğrultusunda araçsallaştırdığını açıkça ortaya koymuştur. Küresel düzene uymayan her sistem, diktatörlükle suçlanmaktadır; tıpkı Batılı ülkelerin İran’ı halkına baskı uygulamakla itham etmesi gibi.
Gerçeklere baktığımızda, İran halkının ifade özgürlüğüne sahip olduğunu görürüz. Halk, seçimlerde temsilcilerini özgürce seçmektedir. Oysa bazı Avrupa ülkelerinde halklarına karşı baskıcı uygulamalara tanık olmaktayız. Eğer İran’da geniş bir özgürlük ortamı olmasaydı, halk çoktan bir devrim yapmış olurdu. İran halkının liderinin yanında durması, halk ile liderlik arasında güçlü bir uyumun var olduğunu göstermektedir ve bu da Batılı ülkelerin kabullenmekte zorlandığı bir gerçektir.
Ayetullah Hamanei’nin kadın hakları ve kadınların siyasi, sosyal, kültürel, ekonomik ve toplumsal alanlardaki etkinliği konusundaki tutumu sizce ne ifade ediyor?
İmam Hamanei’nin kadın haklarına dair görüşü, İranlı kadınların yeteneklerinin gelişmesine katkı sağlamıştır. Öyle ki, kadınlar Şah döneminde İran’da oldukça mazlum ve haklarından mahrum bırakılmışlardı. Ancak İran İslam Devrimi’nin zaferinden sonra, toplumun bu kesiminin çeşitli alanlardaki faaliyetleri, İslami örtünmeyi koruyarak oldukça belirgin hale geldi. İmam Hamanei, kadın haklarına yönelik derin bakışıyla Batı dünyasına gösterdi ki, kadının gücü Batı kültürüne sarılmakta değil; İranlı kadınlar güç ve yeteneklerini özgün İslami kimlik ve kültürden almaktadırlar.
Bugün İranlı kadınlar, herhangi bir baskı ve sınırlama olmaksızın siyasi, sosyal, ekonomik ve diğer alanlarda faaliyet göstermektedirler.
İmam Hamanei, kadın hakları konusuna büyük önem vermektedir ve erkekleri kadınlara saygı göstermeye ve onlara minnettarlık duymaya çağırmaktadır. Bu noktada açıkça görülmektedir ki, İmam Hamanei Batılıların iddiasının aksine kadın haklarını talep etmeye karşı değildir; bilakis, kadını özgürlük ve insan hakları adı altında köleleştirmeye karşıdır.
İran İslam Devrimi Lideri’nin halkın seçimlere katılımı ve siyasi kaderini belirleme hakkına dair hassasiyeti, temel endişelerinden biridir. Bu konudaki görüşünüz nedir?
İran’ın seçim dönemlerinde yaşadığı atmosfer, devlete duyulan coşku ve güvenle doludur. İran halkı, değişimin sandık yoluyla gerçekleşeceğinden tamamen emindir. İkinci olarak, seçimlerin ardından belirli bir siyasi akımın zafer kazanmasından sonra, seçim sonuçlarına yönelik hiçbir itirazla karşılaşmamış olmamız, İranlı seçmenin kendi temsilcisini özgürce seçebildiği bir ortamın varlığına işaret etmektedir. Bu noktada, İmam Hamanei’nin İran halkını seçimlere katılmaya davet etmesi ve teşvik etmesi, samimi bir çağrı olarak değerlendirilmektedir.
Ayetullah Hamanei’ye göre, toplumda bireylerin sosyal özgürlüklerine saygı gösterilmesi gerekliliği İslam’ın ölçüleri ve öğretileri temelinde nasıl değerlendirilmelidir?
İmam Hamanei’ye göre özgürlük kavramı, İslam’ın öğretilerinden kaynaklanan doğru bir anlayıştır; Batı’nın özgürlük sloganlarını istismar eden yaklaşımıyla aynı değildir. İmam Hamanei’nin bakış açısına göre özgürlük, insanın ve toplumun yararına hizmet etmelidir ve insanı yasaklı ve zararlı alanlara sürükleyen bir araç olmamalıdır.
İnsan onuru, İran İslam Cumhuriyeti Anayasası’nda güçlü bir şekilde vurgulanan konulardan biridir. Lütfen İran İslam Devrimi Lideri’nin bu konudaki yaklaşımından bahseder misiniz?
Eğer İmam Hamanei’nin insan onuruna dair görüşünü anlamak istiyorsak, dünyada meydana gelen zulümlere karşı takındığı tavra bakmamız yeterlidir. Onun konuşmalarının çoğu, insan haklarına saygı üzerinde durur ve bu da insan onurunun korunması anlamına gelir. İmam Hamanei, İran halkının izzet ve onur içinde yaşayabilmesi için dünya istikbarına karşı mücadeleyi tercih etmiştir. Daha önce de belirttiğim gibi, İran İslam Cumhuriyeti’nin 1979’dan bu yana kuşatma altında kalmasının nedeni, dünya mazlumları ve mustazaflarının onurunu ve haklarını savunma yönündeki tutumudur.
Ayetullah Hamanei her zaman, özgürlük meselesinin toplumda kaos, komplo ve casusluk için bir örtü haline gelmemesi gerektiğini vurgulamıştır. Bu konudaki görüşünüz nedir?
Herkes biliyor ki Amerika ve Batılı toplumlar, özgürlük ve insan haklarını savunma iddiasını istismar ederek, kendi siyaset ve yaklaşımlarına uymayan ülkelere müdahale etmeye çalışmaktadır. Hatta elleri masum insanların kanına bulaşmış bir terörist bile, eğer Amerika ve Batı’nın politikalarına uyarsa, saygın bir kişiliğe dönüştürülmekte ve onlar tarafından memnuniyetle karşılanmaktadır.
İmam Hamanei, İran toplumunda ifade özgürlüğüne büyük önem vermektedir. Ancak kendisi, düşmanların bu açık ortamdan ve özgürlükten yararlanarak içeride zehirlerini yaymalarından endişe duymaktadır. Çünkü bazı düşmanlar, provokatörleri ve casusları “eğitim” kisvesiyle İran’a gönderebilir ve onları orada konuşlandırabilir. Bu kişiler İran’ın güvenliği için ciddi bir tehdit oluşturmaktadır. Bazıları, düşman uçaklarına veya uydularına yardımcı olan elektronik çipleri hassas bölgelere yerleştirirken, bazıları da gençler arasında İslam Cumhuriyeti’ne karşı şüphe ve güvensizlik yaymaktadır. Ayrıca sosyal medyada, Batı’nın etkisi altında olan ve İran halkını provoke eden, zehirli içerikler yayan gruplar da mevcuttur.