El-Hazıri, Ayetullah Hamanei’nin yaklaşımına göre, İran’da her birey dini ve mezhebi eğilimi ne olursa olsun ibadetlerini özgürce yerine getirebildiğini ve bu konuda herhangi bir zorlamanın olmadığını belirterek, "Dini azınlıklar, toplumun güvenliğini tehdit etmedikleri sürece özgür ve demokratik bir ortamda yaşamaktadır." dedi.

Yusuf el-Hazıri şöyle devam etti: "İran halkının tüm kesimleri, kadın-erkek fark etmeksizin, anayasal temellere ve Ayetullah Hamanei'nin vizyonuna göre eşit vatandaşlık haklarına sahiptir. Bu eşitlik, Ayetullah Hamanei’nin derin anlayışı ve uyanıklığı sayesinde mümkün olmuştur."

Yemenli düşünür, İran’daki siyasi ve sosyal atmosferin emperyalist ülkelerin yanlı medya organlarının sunduğu imajdan tamamen farklı olduğunu vurgulayarak, "Ayetullah Hamanei’nin iç ve dış politikadaki yaklaşımı tıpkı İran Anayasası’nın da İslam öğretilerinden esinlenmiş olması gibi Kur’an’a dayanmaktadır." dedi.

El-Hazıri konuşmasının bir diğer bölümünde İran’ın dış politikasındaki dengeye değinerek konuşmasını şöyle sürdürdü: "İran İslam Cumhuriyeti, Çin ve Rusya gibi büyük güçlerle ilişkilerini sürdürürken, bölge ülkeleriyle de oldukça iyi bir etkileşim içerisindedir. Ayrıca Amerika tarafından komşu toplumlar arasında yayılan İran korkusu ve İran karşıtlığını başarılı bir şekilde etkisiz hale getirmiştir."

Yemenli akademisyen, İran İslam Devrimi Lideri’nin kadın haklarına bakışına değinerek şunları kaydetti: "Ayetullah Hamanei, bir yandan kadınların çocuk yetiştirme ve aile yapısının korunmasına olan ilgisini vurgularken, diğer yandan kadınların siyasi, sosyal, kültürel ve ekonomik alanlardaki katılımını da son derece önemli bulmaktadır."

El-Hazıri, "Bugün İranlı kadınlar, yönetsel ve siyasi alanlarda aktif olarak yer almakta, işlerine olan bağlılıklarını sürdürmekte ve aynı zamanda İslami kurallara ve değerlere bağlı kalmaktadırlar. Gerçekte İran İslam Cumhuriyeti, kadın haklarına gösterdiği özenle bu alanda öncü ülkelerden biridir."

Yusuf el-Hazıri, cumhurbaşkanlığı, yerel meclisler, Uzmanlar Meclisi ve İran İslami Şura Meclisi gibi birçok seçim sürecinin, halkın kendi kaderini belirleme hakkına katılımını teşvik eden Ayetullah Hamanei’nin yaklaşımının bir yansıması olduğunu belirterek, "Bu seçim zinciri, İran İslam devriminin ve Ayetullah Hamanei’nin hikmetli yaklaşımının bereketlerinden biridir." ifadelerini kullandı.

Konuşmasının bir diğer bölümünde Müslüman azınlıkların Batı toplumlarında haklarının ihlal edilmesine değinen El-Hazıri şöyle dedi: "Müslümanlar, bazı Batı ülkelerinde temel haklarından mahrum bırakılmakta ve ciddi kısıtlamalarla karşı karşıya kalmaktadır. Bu durum özellikle kadınların İslami örtünme konusunda yaşadığı sınırlamalar ve terörle mücadele bahanesiyle Müslümanlara yönelik baskılarla kendini göstermektedir."

Yemenli yazar ve analist şöyle devam etti: "Ne yazık ki bazı Batı toplumlarında Müslüman öğrenciler, okullarda İslam ahlakına ve öğretilerine aykırı dersleri almak zorunda bırakılmakta; bu derslere karşı çıkanlar ise okuldan uzaklaştırılmaktadır."

El-Hazıri, Ayetullah Hamanei’nin düşünce sisteminde özgürlük kavramına da değinerek şunları söyledi: "İmam Hamanei’nin bu konudaki yaklaşımı, Kur’an-ı Kerim’in öğretilerinden kaynaklanmaktadır. Gerçek özgürlük; kaos yaratmak, yıkıcı eylemlerde bulunmak ya da toplumu istikrarsızlaştırmak anlamına gelmez."

Yemenli düşünür, sosyal adaletin sağlanması ve insan onurunun korunmasını, İran Devrimi Lideri’nin öncelikli konuları arasında gördüğünü belirterek, "Ayetullah Hamanei, bireylerin haklarının korunmasına, dini, düşünsel, mezhebi ve inançsal farklılık gözetmeksizin büyük önem vermektedir. Bugün İran’da dini ve mezhebi azınlıkların, yönetim kademelerinde, karar alma süreçlerinde ve ekonomik-sosyal faaliyetlerde aktif olarak yer aldıklarını görmekteyiz." ifadelerinde bulundu.

El-Hazıri, "İmam Hamanei, konuşmalarında insan onurunun korunmasına sıkça vurgu yapmaktadır. Bu onur yalnızca İran halkıyla sınırlı değildir; Filistin, Lübnan, Irak halkı ve tüm İslam ümmetinin onurunun korunmasına da büyük önem vermektedir. Bu yaklaşım, Kur’an-ı Kerim’in ‘Andolsun biz Âdemoğluna şan, şeref ve nimetler verdik’ ayetinden kaynaklanmaktadır." diye konuştu.