Ayetullah Hamanei'nin Düşünce Sisteminde Milletin Hakları ve Meşru Özgürlükler Uluslararası Konferansı'nın kırk birinci ön oturumunda konuşan İran İslam Cumhuriyeti Roma Kültür Ataşesi Dr. Seyyid Mecid İmami, İran İslam Cumhuriyeti hukuk sistemi ile Batı'daki düşünce merkezleri özellikle İtalya arasında entelektüel diyalog kurmanın önemine vurgu yaptı.

Dr. İmami, "Bağımsız Avrupalı düşünürlerin görüşlerini Farsçaya çevirme ve tanıtma konusuna yeterince eğilmedik. Oysa İran İslam Cumhuriyeti düşüncesi, özellikle özgürlük meselesinde, liberal olmayan farklı düşüncelerle etkileşime girme potansiyeline sahiptir." dedi.

İtalyan entelektüellerle geçmişteki başarılı işbirliklerine atıfta bulunan Dr. İmami, "İran'da Özgürlük ve Millet Hakları Konferansı, bağımsız Avrupalı düşünürlerle İran İslam Cumhuriyeti'nin entelektüel dünyası arasında etkileşim yolları açmak için eşsiz bir fırsattır. Çünkü İran İslam Cumhuriyeti, özgürlük gibi temel kavramları Batı'nın hakim ekollerinden farklı bir yaklaşımla temellendirmiş ve anayasasını bu temelde şekillendirmiştir." dedi.

Özgürlüğün dünyadaki siyasi ve hukuk sistemlerini karşılaştırmada en önemli unsurlardan biri olduğunu belirten Dr. İmami şöyle devam etti: "Liberal düşünürlere göre modern siyasi düzenin özü akılcılık ve özgürlük kavramlarında yatar. Ancak İran İslam Cumhuriyeti'nde, millet haklarına ayrılan anayasanın üçüncü bölümü özgürlükle ilgili ilkelerin yoğunlaştığı kısımdır. Bu bölümdeki 43 maddeden 7'si siyasi, sosyal ve sivil özgürlüklere ayrılmıştır."

Hukuki ilkelerin ve temellerin kurumsallaşmasının zaman ve yerel temeller gerektirdiğini vurgulayan Dr. İmami şunları kaydetti: "İslam Devrimi'nin ardından sadece İran'daki monarşi düzenini ve baskıcı yapıyı yıkmakla kalmadık, aynı zamanda bağımsızlık ve özgürlük temelinde yeni bir düzen kurmaya çalıştık. Bu yol zaman alıcıdır ve diğer ülkeleri taklit etmek bizi hedefe ulaştıramaz."

İran Anayasası'nın vatandaşlık özgürlüklerini sağlamadaki potansiyeline dikkat çeken Dr. İmami, "Anayasanın bazı maddelerinin henüz tam olarak hayata geçirilmediğini inkar edemeyiz. İfade özgürlüğü, basın özgürlüğü ve eleştirel düşüncenin gelişimi gibi alanlarda daha büyük adımlar atmalı ve eksikliklerimizi kabul etmeliyiz. Ancak geçmişle ve hatta bazı Batılı sistemlerle aramızdaki farklar ilerlemeye işaret etmektedir" ifadelerini kullandı.

"İran'da özgürlük hissinin Batı ülkelerine kıyasla daha az olduğunu düşünenler olabilir" diyen İmami, bunun nedenini şöyle açıkladı: "Bu durum, özgürlüklerin o ülkelerde kurumsallaşma düzeyiyle ilgilidir. Batı'da özgürlükler mikro düzeyde daha geniş bir kurumsallaşmaya sahipken, makro düzeyde kendi entelektüelleri tarafından bile ciddi eleştirilere maruz kalmaktadır. Yüzeysel karşılaştırmalar bu farklılıkları daha belirgin hale getirmektedir."

Dr. İmami, "İran İslam Cumhuriyeti'nin kültür temsilciliklerinin görevi tek yönlü konuşma yapmak değil, İran'ın düşünce sistemi ile diğer entelektüel dünyalar arasında diyalog ve karşılıklı tanımayı kolaylaştırmaktır. Kur'an'ın 'taaruf' (tanışma) olarak adlandırdığı şey de budur." dedi.

Konferans düzenleyicilerine teşekkür eden İmami, Anayasa Konseyi Araştırma Enstitüsü ve diğer ilgili kurumlara, millet hakları ve meşru özgürlükler alanında anayasanın potansiyellerini tanımlama ve hayata geçirme konusunda siyasi çekişmelerin ve naif beklentilerin ötesine geçme çağrısında bulunarak, "Bu konferansın, güvenilir ve etkili kurumların çabalarıyla düzenlenmiş olması nedeniyle, İran İslam Cumhuriyeti'nin özgürlük alanındaki hukuki potansiyelinin küresel düzeyde daha iyi anlaşılmasına katkı sağlayacak önemli bir adım olmasını umuyorum."

"Batı ve İran Modelinde Kimliksiz Özgürlük ve Köklü Özgürlük" başlıklı bu kırk birinci ön oturum, Anayasayı Koruyucuları Konseyi Araştırma Enstitüsü ve İran'ın Roma'daki Kültür Ataşeliği'nin işbirliğiyle 10 Temmuz 2025 tarihinde düzenlendi. Uluslararası Milletin Hakları ve Meşru Özgürlükler Konferansı'nın kapanış töreni ise bu yıl Aralık ayında Tahran'da gerçekleştirilecek.