-
1. El concepto, los fundamentos y los marcos de los derechos y las libertades legítimas del pueblo en el sistema de la República Islámica de Irán y su comparación con otros sistemas jurídicos
-
2. Mecanismos y requisitos para asegurar y garantizar los derechos y las libertades legítimas del pueblo
-
3. Los logros de la República Islámica de Irán en el ámbito de los derechos y las libertades legítimas del pueblo

Ayetullah Hamanei'nin Düşünce Sisteminde Milletin Hakları ve Meşru Özgürlükler Uluslararası Konferansı kapsamında düzenlenen kırk birinci ön oturumda, Roma San Domenico Üniversite Enstitüsü'nde Anayasa Hukuku ve Karşılaştırmalı Hukuk Profesörü olan Dr. Daniela Tirabuco, "Hukuk ve Akışkanlık Arasında: Batı ile İran Arasında Anayasal Paradoks" başlıklı bir konuşma yaptı.
Dr. Daniela Tirabuco, iki farklı hukuk anlayışı modeli arasında derinlikli bir karşılaştırma yaparak Batı'nın, kimlik ve hukuk krizinde İran İslam Cumhuriyeti'nin tecrübesinden öğrenmeye ihtiyacı olduğunu vurguladı.
Birbiriyle tamamen tezat oluşturan iki hukuk modeline—biri akışkan, diğeri kimlik temelli—atıfta bulunan Tirabuco, Batı'nın hukuk anlayışının modernite ve post-modernite sonucunda her türlü metafizik ve ilahi temelden yoksun kaldığını ve artık normatif görecelik ve sonsuz bir hukuk yapım sürecine teslim olduğunu belirterek, "Bu bakış açısında, anayasa nesnel bir düzeni yansıtmaz, aksine sekülerleşmiş toplumun tercihlerine uyum sağlayan değişken bir belgedir." dedi.
Tirabuco, İran İslam Cumhuriyeti'nin kimlik temelli hukuk anlayışında ise anayasanın yalnızca bir hukuki metin değil, aynı zamanda İslami şeriatta kökleri olan dini ve akli bir düzenin tezahürü olduğunu ifade ederek, "Bu sistemde, hukuk koyucu nesnel iyiliğe ve toplumsal hakikate tabidir; adalet, Velayet-i Fakih aracılığıyla güvence altına alınan sabit ve yüce bir temele dayanır." ifadelerini kullandı.
Dr. Daniela Tirabuco, bu iki model arasındaki derin farkın tarihi veya kültürel faktörlerden değil, insan felsefesi ve hukuk anlayışının temellerinden kaynaklandığını savunarak, "Batı, bireyci ve özerk bir insan anlayışıyla kimliği değişken ve göreli bir mesele olarak görürken, hukuku da istikrarsız arzuları düzenlemek için bir araç olarak kabul eder. Buna karşın İran İslam Cumhuriyeti, insanın ilahi ve doğal bir anlayışına dayanarak hukuku adalet ve hakikat temelinde tanımlar." değerlendirmesinde bulundu.
Tirabuco, konuşmasının sonunda Batı'nın kendi hukuki tecrübesini yeniden gözden geçirmesi gerektiğini vurgulayarak, İran İslam Cumhuriyeti'nin dünyaya yeni bir yol sunduğunu ve bunun hak ve adaletin birbirinden ayrılmadığı ve her şeyin tek bir yüce ilkeye dayandığı bir yol olduğunu söyledi.
Tirabuco ayrıca günümüz Batı'sının "post-hümanist" durumunda, hukuk ve özgürlüğün anlamını yeniden inşa etmek için İran İslam Cumhuriyeti'nden öğreneceği çok şey olduğunu ekledi.
"Batı ve İran Modelinde Kimliksiz Özgürlük ve Köklü Özgürlük" başlıklı bu kırk birinci ön oturum, Anayasayı Koruyucuları Konseyi Araştırma Enstitüsü ve İran'ın Roma'daki Kültür Ataşeliği'nin işbirliğiyle 10 Temmuz 2025 tarihinde düzenlendi. Uluslararası Milletin Hakları ve Meşru Özgürlükler Konferansı'nın kapanış töreni ise bu yıl Aralık ayında Tahran'da gerçekleştirilecek.